Ayhan Bora Kaplan, tutuklanan polislerle ilgili konuştu: Devlet büyüklerinin isimlerini istediler
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davanın bugünkü duruşmasında Kaplan, hakkındaki dosyanın Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı ve ekibince düzmece olarak hazırlandığını öne sürerek 3 polisin dosyaya devlet büyüklerinin adını karıştırmak istediğini ancak kendisinin isim vermediğini söyledi.
“TANIKLARI POLİSLER BULUP TEHDİT EDECEKLER”
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen davanın duruşmasına, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada önce, iddianamede sanık Bora Kaplan’ın azmettirmesiyle öldürüldüğü kaydedilen Mahfuz Tatar’ın kardeşi İlhan Tatar, bulunduğu şehirden video konferans aracılığıyla beyan verdi. İlhan Tatar, ağabeyinin öldürülmesine ilişkin daha önceki yargılamada söyledikleri hiçbir şeyin kayda alınmadığını savundu ve “Bu olayla ilgili suçluların hepsinin en ağır cezayı almasını istiyorum.” dedi.
Sanıklardan Bora Kaplan, müştekiye sorusu olduğunu belirterek söz istedi. Kaplan, cinayetin ardından ” Ümit Günay’ın, Tatar ailesine olayın kapanması için ne istiyorlarsa vermeyi teklif ettiğine” yönelik iddialara değinerek, “Ümit Günay ne zaman gitmiş, ne teklif etmiş?” diye sordu. İlhan Tatar, sorunun ardından Kaplan’a çıkışarak, “Bu işin içinde yoksanız benim yanıma niçin adam gönderiyorsunuz? Sana göre sütten çıkmış ak kaşıksın. Görüşeceğiz seninle.” dedi.
Birbirlerine hakaret etmeleri üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Güven, Tatar ve Kaplan’ı uyardı.
Müştekinin beyanı sonrasında tekrar söz alan sanık Bora Kaplan, dinletmek istediği tanık bulunduğunu ifade ederek, “Ama isim zikretmek istemiyorum. Benim getireceğim tanıkları, polisler gidip tehdit edecekler.” dedi. Mahkeme Başkanı Güven, o halde tanıkları yazılı bildirmesini, gerek görmeleri halinde dinleyeceklerini belirtti.
“VATAN HAİNİ DEĞİLİZ”
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin alınmasına başlandı.
Sanık Bora Kaplan, hakkındaki dosyanın, İçişleri Bakanlığınca geçen günlerde görevden uzaklaştırılan Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve ekibince “düzmece” olarak hazırlandığını, iddianameyi hazırlayan savcının da “buna alet edildiğini” ileri sürdü.
“Kendisine kumpas kurulduğu, kumpas sonucu cezaevine girdiği, kendisi aleyhine sokakta müşteki arandığı” iddialarında bulunan Kaplan, şöyle konuştu:
“Biz vatan haini değiliz, vatana ihanet etmedik. Bu suçları işlemedik. Hepsi düzmece. Bu kadar yönlendirme, bu kadar baskı olur mu? Beni eşimle, çocuklarımla, kız kardeşimle tehdit ettiler. Üç tane polis dosyaya devlet büyüklerini karıştırmak istediler. Devlet büyüklerinin ismini vermemi istediler. Ama vermedim. Ben öyle namussuz değilim.”
POLİS MÜDÜRLERİNİ ELEŞTİRDİ
Kaplan, 3-5 polis müdürünün, “Ankara’da şov yapalım, gündeme gelelim” diye hareket ettiklerini öne sürerek, “Bunların aldığı ifadelerin tamamı çöp niteliğindedir. Hepsini baskıyla aldılar. Ama onlar polis, dokunulmazlığı var. Bu anlattıklarım dikkate alınsa o polislerin hiçbiri hayatlarının sonuna kadar hapisten çıkamaz. Bu dosyanın sil baştan yapılması lazım.” iddiasında bulundu.
“DEVLET BANKASINDAN KREDİ ÇEKTİĞİMİ İSPATLASINLAR KOLUMU KESERİM”
Kaplan, basında devlet bankasından 700 milyon lira kredi çektiğinin yer aldığını ifade ederek, “Değil 700 milyon, 100 milyon kredi çektiğimi ispatlasınlar kolumu keserim.” dedi.
Sanık Muhammet Kaplan da “sanki Mahfuz Tatar cinayetinin üzeri örtülmüş gibi haberler bulunduğunu” söyleyerek, “Ben bu cinayetin cezasını yattım.” dedi.
Duruşmada, diğer tutuklu sanıklar ve avukatlarının da tahliye talepleri dinlenildi. Duruşmaya yarın sanık avukatlarının beyanlarının alınmasıyla devam edilecek.
MAHFUZ TATAR CİNAYETİ VE TETİKÇİNİN ÖLÜMÜ DE İDDİANAMEDE
İddianameye göre Mahfuz Tatar, 1 Ekim 2016’da Filistin Caddesi’nde suç örgütünün kontrolündeki bir eğlence mekanında Muhammet Kaplan ve Semih Arslan tarafından öldürüldü. Bu kişilerden Arslan, 4 Ekim’de bir binanın 9. katından düşerek öldü. Buna ilişkin soruşturma sonucunda olay “intihar” kabul edilerek, takipsizlik kararı verildi.
Tatar cinayetine ilişkin yargılanan Kaplan ise 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
İddianamede, Bora Kaplan hakkında, 2023’te Erkan Doğan’ın şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sırasında Tatar cinayetinin adi bir suç olmadığına ve silahlı örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğine, “intihar” ettiği kabul edilen Arslan’ın da suç delillerinin gizlenmesi amacıyla örgüt tarafından öldürüldüğüne yönelik deliller elde edildiği belirtiliyor.
İddianamede Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik örgütün işlediği bütün suçlardan sorumlu tutuluyor. Bu sanıklar hakkında “suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek”, “kasten öldürme”, “nitelikli kasten öldürme”, “kasten yaralama”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “yağma”, “eziyet”, “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme”, “suç üstlenme” ve “suçluyu kayırma” suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169’ar yıl 6’şar aya kadar hapis cezası isteniyor. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep ediliyor.